Google etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Google etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Mayıs 2015

PageRank Nedir? Google Siteleri Nasıl Değerlendirir?


PageRank (sayfa değeri), diğer sitelerden bir siteye götüren tüm bağlantıların oluşturduğu değerdir. Google arama sorgularında 200’e yakın algoritma kullanır ve algoritmalar içinde en önemlisi pagerank dir. Google, arama sorgularına yansıtılacak internet ağını taramak ve indekslemek için “Google Bot” adı verilen arama robotlarını kullanır. (Google Bot hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.)

Pagerank değerinin 0-10 arası bir sayı olduğu kabul edilir ve çoğunluğu backlink birikimine bağlıdır. Google, devamlı değiştirilen PageRank algoritmasının tam olarak teknik açıklamasını yapmamakta ve bunu ticari sır olarak saklı tutmaktadır. Teknik bilginin saklı tutulmasının Google tarafındaki haklı gerekçesi ise, özellikle backlink ve meta etiketler ile oluşturulan gerçek dışı ve spam SEO (arama motoru optimizasyonu) faaliyetlerinin önüne geçmek ve algoritmanın kötüye kullanılmasını engellemektir. İnternet üzerinde pagerank değeri ölçüm testleri gibi araçlar olsa da bunlar kesinlik taşımayan, sadece yön verici yazılımlardır.
pagerank image

Yine de Google, Pagerank değerini etkileyen ve doğru internet indekslenmesini amaçlayan kriterlerini genel hatları ile açıklamıştır. Bu göre pagerank değerlendirmesinde en önemli unsur, bir web sitesinin içeriğinin-linkinin, bir başka sitede yayınlamasıdır. Bu zincire kısaca, Backlink denmektedir. Bu anlamada pagerank değerinin temeli, sizin sitenizdeki içeriğe referans veren sitelerin sayısıdır, linkleridir. (Backlink üzerine detaylı bilgi için tıklayınız.)

Sarkaç sistemi ile ilerleyen algoritma içinde benzer kalitede içeriğe sahip iki farklı sitenin durumu ise problemdir. İçerikleri güvenilir sitelerde yayınlanan ve referans gösterilen site, aramalarda ön sıralarda yer alırken; aynı içerik kalitesine sahip olmasına rağmen referans sitelerde linki yayınlanmayan yâda spam sitelerde paylaşımları olan site ise, aramalarda daha alt sıralarda görünecektir.

PageRank’in Yetersiz Kalması

Backlink üzerinden sayfa değeri alındığının anlaşılması, bir dizi sahtekârlıkları doğurmuştur. Sahte siteler açılıp, birbirlerine link veren alanların kurulduğu ve backlink çöplüğü yaratan ticari sektör, sözde SEO faaliyeti adı adlında “aramalarda ilk sıralarında görülme garantisi” işler yapmıştır. İlk dönem Google aramaları da bu manipülasyonun önüne geçememiştir. Pagerank algoritmasının backlink sahtekârlığında yetersiz kalmasının nedeni, sitelerin içeriklerini kelime bazlı işaretlemesi ve anlamsal döngüleri, site içeriğini tam olarak değerlendirmemesidir. 

Bu sebeple pagerank, 3 ayda bir güncellenmektedir ve TrustRank adında başka algoritmalar da kullanılmaktadır. Ayrıca çalışmaları devam eden web 3.0 (semantik web) çalışmaları da link ve içeriklerin spam backlink gibi ticari sahtekarlıklarda kullanımının önüne geçecektir. Sayfa değerini yükseltmenin en basit yolu; özgün içeriklerin, doğru anahtar kelimeler kullanılarak düzenli olarak üretilmesi ve teknik olarak da sitenin açılış hızı ve ana sayfa yüklenmesi gibi temel web yazılım ve hosting sorunlarının çözülmesidir. 

22 Nisan 2013

Google Hakkında Bilinmesi Gereken Şeyler




Google: Başarı hikayesi


Google ismi, Googol kelimesinden geliyor. Googol, 10 üzeri yüz rakamını (10100) ifade eden matematiksel bir terimdir.

Google, 1996'da bir araştırma projesi olarak başladı ve Google.com domain adresi, 1997 yılında çevrimiçi faaliyete geçti.

Arama motoru, 1998 yılında Google Inc. ismiyle şirkete dönüştü ve o yıl 40 milyon sayfa dizine eklendi.

2000 yılına gelindiğinde Google’ın indekslediği sayfa sayısı 1 milyarı buldu.

Google 2003 yılında Blog sitesi Blogger'ı satın aldı ve Adsense hizmeti başladı, devamında blogger mesleği ve özgün içerik gelişmeye başladı.

Gmail, 2004 yılında hizmete girdi.

2005 yılında Google Earth servis edildi.

2005 yılında Google'ın Stanley adı verilen sürücüsüz arabası, ABD Savunma Dairesi’nden 2 milyar dolar ödül aldı.

2006 yılında ŞirketYoutube'u 1.65 milyar dolara satın aldı.

2007 yılında Google kendi açık kaynak kodlu mobil platformu Android’i ve web tarayıcısı Chrome'u tanıttı.

Google’ın gayri resmi sloganı ise, "Don't be evil"dır. 

2009 yılında yaklaşık 23 milyar dolar gelir elde eden şirket, bunun 7 milyar dolarının net kar olduğunu açıklamıştı.

2010 yılına gelindiğinde, arama motorunun dizine eklediği sayfa sayısı 1 trilyonu geçti.



2013 yılı itibariyle Google verileri


Google.com, arama motorları sektöründe dünya çapında birinci sırada bulunuyor.  Diğer arama motorlarının yanında uzak ara lider olan Google’un dünya genelinde kullanım oranı %85 civarında.

Google'ın dünya çapında bir milyondan fazla sunucuda çalıştığı ve bir milyardan fazla arama isteğini işlediği tahmin edilmektedir.

Arama motoru olarak, günde 1 milyardan fazla sayfa tarama işlemi gerçekleştiriyor. 

Google üzerinden aylık yaklaşık 90 milyar kullanıcı araması yapılıyor. Arama motoru üzerinden günlük ortalama 7.2 milyar sayfa gösterimi gerçekleşiyor.

Şirket gelirlerinin %95’ni Adwords yani çevrimiçi kurumsal reklam gelirlerinden oluşuyor.

Şirketin Youtube hizmeti, video içerik pazarının %40’na sahip bulunuyor.

Blogger’da dünya genelinde bir dakika içerisinde yaklaşık 250 bin kelime yazılıyor.

Google Analytics dünyanın en iyi 5.000 web sitesinin %60'ı tarafından kullanıyor.

Android tabanlı cihaz kullanan 120 milyon mobil kullanıcı var ve Google Play üzerinde Android için 200 binin civarı uygulama bulunuyor.

Android mobil işletim sistemi, 2011 yılından beri Nokia ve Apple'ın işletim sistemlerini geride bırakarak, %35 Pazar payı ile  liderliği elinde bulunduruyor.

Şiketin son büyük ürünü Google Glass, akıllı telefonla uyumlu dijital gözlük olarak tanıtıldı. Goolge Glass'ın, hem video-fotograf çekebilen hem de akıllı telefon uygulamalarına entegre ürünün olarak 2013 yılı sonuna kadar satışa çıkacağı açıklandı.

2006 yılında “Google” eylem tanımlı kelime olarak Oxford English Dictionary'ye girdi. Sözcüğün anlamı "Google arama motorunu kullanarak İnternet üzerinde bilgi aramak” biçiminde tanımlanmıştır. 

Aynı içerik ve gündelik kullanımı Türkçe’de de “Google’lamak” ve “Google’a sor” kelime ve filimsileri olarak bizlerde kullanmaktayız.

4 Nisan 2013

Blog Yazarlığı (Blogger) Hakkında Röportaj


Önsöz: http://bloglistesi.com/ isimli Türk blog (blogger) yazarlarından oluşan portalın nacizane şahsım ile yaptığı röportajdan alıntıdır.



Blog dünyasına nasıl girdin?

Aslında medya ve görsel sanatlar alanında isteğim istihdam ve yaşam standardını oluşturamamak beni başka alanlarda yöneltti. Blog yazarlığı da, bu sektör ve kulvar arayışının sonucunda gerçekleşti.

Blogunu hobi olarak mı görüyorsun yoksa iş mi?

Blog yazarlığı, hem hobi hem de iş olabilir; zaten bende az çok böyle bir kişilik yapısındayım. İki tane Google Blogger hesabım var. Biri kişisel-deneysel-entelektüel notlarımdan oluşan hobi alanım, diğeri ise sizlerle paylaştığım: Sosyal Medya Macerası isimli sektörel blogum. Blog mecrası, amaca göre kişi ve kurumlarca farklı değerlendirilebilir.

Blog tutarken bir rutinin var mı?

Tabi ki, bir blog tutma rutinim var. Kişisel bloğum için üzerimde zamanlama baskısı yok, 2 ay sonra bir şiir yazabilirim ya da bir seminer notunu 2 gün ara ile yayınlayabilirim, hatta siyasi bir probleme karşı öfkeli bir serzeniş yazısı yayınlayabilirim.

Fakat sosyal medya, sinema yazıları, seo ve dijital yaşam v.s. başlıkları içinde geliştirdiğim bloğum için sektörel araştırmalar ve okumalar yapıyorum. Haftada en az bir özgün içerik yayınlıyorum. Bu arada eksi yazılarımı gözden geçiriyor, yeni bilgiler ile revize ediyorum. Yeniden düzenleme ve güncelleme olmaz ise, blog mecra olarak önemini yitirir bence. Birde web tekniği olarak optimizasyon ve seo öğrenmek gerekiyor.
Yazarken ilhamının çoğunu nereden alıyorsun?

Sosyal medya, sinema, seo ve dijital yaşam üzerine yazarken; sosyal medya ağlarındaki gelişmeleri, yeni uygulamaları, sinema gösterimlerini, imdb’yi, blogları, forumları, Wikipedia’yayı, sözlükleri (özellikle Ekşi sözlük) ve Google web uygulamalarını  genel ve özel bilgi kaynakları olarak kullanıyorum.

Kişisel bloğum için ise, bazı değer verdiğim aydın yazarların görüşlerinden etkileniyorum ama daha çok kendi hal ve gidişatımdan ilham alıyorum, diyebilirim.

Sence bir blog yazısı yazarken hatırlanması gereken en önemli şey nedir?

Hatırlanması gereken en önemli şey, tabi ki “özgün içerik” ama özgün içerik konseptin özelliğine göre değişir. Teknoloji ürünleri veya yazılım-güvenlik üzerine yazan bir arkadaşın içeriğindeki teknik bilgiler hata taşımamalı, somut olmalı ve okuyucuyu pratik fayda sağlamalıdır.

Benim gibi kişisel blog tutanlar, mesela deneme veya şiir yazıyor ise, bunun pratik değil düşünsel bir faydası olacağına göre takipçiyle samimi bir dil kurması, kendini ifade etmesi yeterlidir.

Bana uzak ama moda alanında çok popüler ve kolaymış gibi görünen moda-trend içeriklerinin de belli bir özgünlük taşıması gerekiyor, mağaza yada kişi kostümlerinin fotoğraflarını paylaşmak, bence blog içeriği değil, tanıtım yazısıdır.

Zaten spam ve kopyala-yapıştır içerik paylaşımı, blog dünyasında olamaz; olmamalıdır.


En çok kullandığın sosyal ağ hangisi? İnsanlar seni sosyal ağ bağımlısı olarak görüyor mu?

En çok kullandığım sosyal ağ Facebook ve Blogger. Facebook hem eğlence, hem de kendimi ifade etme aracım. Twitter’i ise, Türkiye’deki kullanımının dışında daha ciddi bir mecra olarak kullanıyorum. Twitter doğası gereği sınırlı kelime olanağı verdiği için, bu ağda sosyal medya-sinema ile ilgili bilgi ve haber paylaşımları yapıyorum. Twitter’in başarılı olması bence, ciddi kullanılmasına bağlı ama Türkiye’deki Trend Topic’lere bakınca henüz önemi anlaşılamadı, sanırım.

Tabi ki Google Plus, yakın dönemde daha da önem kazanacak ve sosyal ağ oluşturmak için Google-Gmail altyapısına sahip olduğu için çok daha verimli olacak. LinkedIn ise, spam ve ucuz içerik ile ciddi mücadele eden kariyer ve network anlamında çok önemli bir mecra.

Henüz aktif kullanıma geçmedim ama Pinterest de önemli mecra, blogger arkadaşlarıma kullanmalarını öneririm, önemi her geçen gün artacak. Video içerik için ise, herkesin bildiği gibi YouTube, Vimeo ve DailyMotion artık majör medyalar oldu. StumbleUpon ve Digg özellikle İngilizce içerik geliştiren arkadaşların kullanması gereken önemli sosyal imleme kaynakları. Bunun yanında RSS kaynaklarına üye olmak ve içeriklerini-makalelerini yayınlayabilecekleri portal, forum, grup ve oluşumlara katılmakta çok önemli bence. Bu kaynaklarda içerik ve paylaşımlarınızın alacağı değer hem bloğunuzu tanıtacak, hem de referans link alarak bloğunuzun doğal seo ve pagerank değerini optimize edecektir.

Okuyucularımıza blog yazarlığı ile ilgili ipuçları vermek ister misin?

İnsanlara blog yazarlığı konusunda ipucu verecek kadar kendimi vakıf görmesem dahi belli bir uzmanlığa eriştim. İlk başta, kendilerine en yakın olduğu alanı belirlesinler. Blog yazarlığında temel sorunun geçen zaman içinde “içerik üretme güçlüğü” olduğunu düşünüp, “sürdürülebilir” alanlara ve kendi becerilerine yönelsinler. Tabi ki, iyi içerik ve sürdürülebilirlik için devamlı bir öğrenme ve gelişim arzusu ve de zorluluğunu akılda tutmak gerekiyor. Zamanlama olarak ilk başlarda haftada 2-3, ilerleyen dönemlerde ise haftada en az 1 içerik üretmeye çalışsınlar.

Maddi beklenti ile hareket etmek, ilk etapta blog yazarının motivasyonunu düşürüyor. Bu sebeple maddi beklentilerle değil, “kendini ifade etme isteği” ve öğrenme arzusu ile hareket ederler ise, gerekli standartı bence yakalayacaklardır. En azından, ben şimdilik öyle yapıyorum. Yukarıda adını saydığım sosyal medya ağlarını etkin şekilde kullansınlar, çekinmeden içeriklerini paylaşsınlar.

Bu arada tabi ki olmazsa olmaz, özgün içerik. En az 200 kelime civarında, okuma-öğrenme sonucunda oluşturulan içerikler, fotoğraf-video veya infografikler ile desteklenmeli. Anahtar kelime ve arama trendleri, içerik ile uygun URL isimleri, imla kuralları ve alt başlıklar gibi teknik detayları önemsemek gerekiyor. Ayrıca belli düzeyde seo teknik bilgisi ve Google Web Master Tools ve Adwords kelime tahmincisini kullanmak bloglarını yeterli düzeyde optimize edecektir.
İdeal okuyucudan beklentileriniz neler?

İdeal okuyucudan beklediğim, içeriklerimin belli bir emek ve araştırma sonucunda ortaya çıktığını bilmesidir. Okuyucu başlığı merak edip, sayfama gelmiş ise, ilgili yazıyı sonuna kadar okumasını bekliyorum. Tabi, yazıda eksik bilgi ve hata var ise, beni uyarmasını, yorum yazmasını da isterim. Bence etkileşim, blog yazarlığı için maddi ve manevi anlamda temel dinamiktir.

Mart 2013
Ahmet Usta



2 Şubat 2013

Site Haritası (Sitemap) Oluşturma Ve Gönderme

(Resimli Anlatım)

Site haritası

Site Haritaları, site içeriğinizin arama robotları tarafından  daha kolay bulunmaları için geliştirilmiş tekniktir. XML site haritası, web sitenizdeki sayfaların arama botlarına tek doküman altında sunulmasıdır. Site haritası oluşturup, arama motorlarına göndererek sitenizin daha hızlı dizine eklenmesini sağlayabilirsiniz.

Google başta olmak üzere;  Bing, Yahoo, Yandex gibi tüm arama motorlarında legal şekilde dizine eklenmek için “site haritası protokolü”ne uygun bir site haritası oluşturmalısınız. www.sitemaps.org tarafından oluşturulan 0.9 protokolü, tüm arama motorları için geçerli teknik standarttır.


Site Haritası 0.9 protokolü : http://www.sitemaps.org/tr/

Arama motorlarının yasal olarak, “öncelikli” site ve içerik indekslemesi yapması söz konusu değildir. Arama motorları, farklı algoritma değerleri üzerinden indeksleme yaparlar. "Site haritası" nedir ve "Google üzerinden nasıl gönderilir" gibi soruların cevaplarını şu yazımdan inceleyebilirsiniz.

Google’ın SEO (arama motoru optimizasyonu) için resmi olarak kabul ettiği iki araç vardır. Bunlar “URL Ekle” ve “Site Haritası Gönder” seçenekleridir.

"URL Ekle" gönderimi için 

https://www.google.com/webmasters/tools/submit-url/

"Site Haritası Ekle" gönderimi için 

https://www.google.com/webmasters/tools/home?hl=tr&siteUrl=http://



Otomatik Site Haritası Oluşturma ve Gönderme 

Temel düzeyde html bilginiz var ise, site haritalarını elle oluşturabilirsiniz. html-xml işaretlemesini hiç bilemeyen site kullanıcı/yöneticileri ise, üçünü taraf araçlarla otomatik olarak site haritası oluşturabilirler. Site haritaları oluşturmak için hizmet veren, üçüncü taraf araçların listesi aşağıdadır.

http://code.google.com/p/sitemap-generators/wiki/SitemapGenerators

Üçünü taraf araçlar içerisinde, en başarılı, ücretsiz ve online araç: www.xml-sitemaps.com adresidir, bizde onu kullanacağız. Site üzerinden çevrimiçi ve ücretsiz olarak 4 farklı türde site haritası oluşturabilirsiniz.(XML, Text, HTML, ROR)

http://www.xml-sitemaps.com/

www.xml-sitemaps.com - sitemap genarator

Sizin en için uygun format, tüm arama motorlarının standartı olan XML site haritasıdır. Diğer formatları da ek bilgilendirme olarak göndereceğiz. Text formatı da, sitenizdeki URL listesini tek bir sayfada topladığı için indekslenme açısından çok önemlidir. HTML site haritası ise, sitenizin kullanıcılarının sayfa ziyaretlerini kolaylaştıracak bilgilendirmeler içerir.

4 adımda site haritasını oluşturalım:

1. Sitenizin adresini bildirin
2. Frekans değişikliği için, “hiçbiri” sekmesini seçin.
3. Son değişiklikler için "sunucunun yanıtlarını kullan” sekmesini seçin.
4. Öncelik için,“hiçbiri” sekmesini seçin.


Enter details for sitemap generation

Yazılım ücretsiz olarak, maksimum 500 sayfayı site haritası olarak indeksleyecektir.

sitemap generation in progress....


Site Haritanız Hazır!

1. yöntem olarak çevrimiçi ortamdan, web sitenizin kök dizinine ulaşıp site haritanızı yükleyebilirsiniz.
2. yöntem ise, site haritası görüntüsünü kontrol edip, Google site yönetici araçları/ web master tools hesabınızı açıp, site haritası URL’nizi Google arama motoruna bildirebilirsiniz.
Ayrıca farklı formatlardaki site haritanızı bilgisayarınıza indirebilir, daha sonra arama motorlarının her birine ayrı ayrı gönderebilirsiniz.

Ahmet Usta

Kaynak:
http://support.google.com/webmasters/

30 Eylül 2012

Sosyal Medya: Yakında Daha Gerçek Dünya




Sosyal medya mecralarında bulunan kurum ve kişi hesaplarındaki sahte kişi ve etkileşimlerin tespiti şuanda önemli bir sorun. Örneğin, Facebook’daki yarı yarıya fake accountlar, yapay like ve community çalışmaları gözle görülebiliyor. Daha hızlı bir mecra olan Twitter’da ise, fake ve inactive hesapların, yanısıra takipçi satın almaların olduğunu tüm internet kullanıcıları biliyor.

Bilişim uzmanları (IT) ya da yazılımcılar (coder) ise daha inorganik yöntem ve uygulamalardan haberdarlar. Tabi ki her bilişimci & yazılımcı tüm illegal sosyal medya etkileşim yöntemlerine hâkim olamayabiliyor. Bilgi ve deneyim çeşitliliği, uzmanlar için bile takip zor durumlar yaratıyor. Bilişim ağı içerisindeki güvenlik tehditleri gibi, etkileşim ağı hareketleri içinde de yüksek parazit bulunuyor.

Bir yazılım aynı IP üzerinden bağlanmasına rağmen Facebook yada Twitter web domainlerine kendini farklı kullanıcılar olarak tanımlayabiliyor, böylece etkileşim rakamlarını yükseltebiliyor. Bir kullanıcı, çok sayıda kullanıcı biçiminde like/beğeni, mention/söz söyleme, retwit/tekrar tekrar şakımak yapabiliyor. İnorganik ve tekil etkileşim hareketleri, arama motorları (Google, Bing, Yandex) tarafından organik ve çoğul olarak değerlendirilebiliyor.

Gerçeklik kayboluyor,  sosyal medya biriktiriyor!


Bu arada sosyal medya mecraları da, büyük şirketler olarak ticari güvenilirliklerini korumak ve geliştirmek için yeni uygulama ve yazılımlar üretiyor. Facebook, hali hazırda gerçek tanımlı profil resim ve ayarlarını geliştirmeye çalışırken, Twitter ise 3. parti iş ortaklarıyla birlikte sahte ve aktif olmayan hesapların kontrolü için uygulamalar hazırlıyor.

Kurumsal firmalar, imaj konumlandırmasına devam ederek, gerçek ve samimi etkileşim için içerik ve kampanyalar üretmeye devam edeceklerdir. Kişisel olan çevrimiçi fenomenler kültürü, zamanla gerçekleşecek düzenlemelerle az maliyet içeren gelir ekonomilerinde küçülmeler yaşayacaklardır.

Bankacılık gibi büyük bir pazar ekonomisinin, yüzyıllar içinde hala gedikleri olduğu düşünülürse, sosyal medyanın şuanda çok yeni olması nedeniyle durumu makul görülebilir. Yakın dönemde, A.B.D’den başlayarak daha olgunlaşmış bir sosyal medya pazarına, gelişmiş segmentlere ve daha yüksek oranda gerçek hesaplara ve içeriklere sahip olacağız.

Tabi ki, insan ve iletişimin olduğu her yerde sorunlar yaşanacaktır. Sorunsuz ve kesintisiz iletişim, iletişim kuramlarının argümanları içinde bilimsel olarak mümkün değil. Önemli olan, sorunların yaşandığı bu süreçte, organik ve tekil iletişimin, çevrimiçi ağda sıkılık değerini arttırmaktır.

Ahmet Usta