30 Eylül 2012

Sosyal Medya: Yakında Daha Gerçek Dünya




Sosyal medya mecralarında bulunan kurum ve kişi hesaplarındaki sahte kişi ve etkileşimlerin tespiti şuanda önemli bir sorun. Örneğin, Facebook’daki yarı yarıya fake accountlar, yapay like ve community çalışmaları gözle görülebiliyor. Daha hızlı bir mecra olan Twitter’da ise, fake ve inactive hesapların, yanısıra takipçi satın almaların olduğunu tüm internet kullanıcıları biliyor.

Bilişim uzmanları (IT) ya da yazılımcılar (coder) ise daha inorganik yöntem ve uygulamalardan haberdarlar. Tabi ki her bilişimci & yazılımcı tüm illegal sosyal medya etkileşim yöntemlerine hâkim olamayabiliyor. Bilgi ve deneyim çeşitliliği, uzmanlar için bile takip zor durumlar yaratıyor. Bilişim ağı içerisindeki güvenlik tehditleri gibi, etkileşim ağı hareketleri içinde de yüksek parazit bulunuyor.

Bir yazılım aynı IP üzerinden bağlanmasına rağmen Facebook yada Twitter web domainlerine kendini farklı kullanıcılar olarak tanımlayabiliyor, böylece etkileşim rakamlarını yükseltebiliyor. Bir kullanıcı, çok sayıda kullanıcı biçiminde like/beğeni, mention/söz söyleme, retwit/tekrar tekrar şakımak yapabiliyor. İnorganik ve tekil etkileşim hareketleri, arama motorları (Google, Bing, Yandex) tarafından organik ve çoğul olarak değerlendirilebiliyor.

Gerçeklik kayboluyor,  sosyal medya biriktiriyor!


Bu arada sosyal medya mecraları da, büyük şirketler olarak ticari güvenilirliklerini korumak ve geliştirmek için yeni uygulama ve yazılımlar üretiyor. Facebook, hali hazırda gerçek tanımlı profil resim ve ayarlarını geliştirmeye çalışırken, Twitter ise 3. parti iş ortaklarıyla birlikte sahte ve aktif olmayan hesapların kontrolü için uygulamalar hazırlıyor.

Kurumsal firmalar, imaj konumlandırmasına devam ederek, gerçek ve samimi etkileşim için içerik ve kampanyalar üretmeye devam edeceklerdir. Kişisel olan çevrimiçi fenomenler kültürü, zamanla gerçekleşecek düzenlemelerle az maliyet içeren gelir ekonomilerinde küçülmeler yaşayacaklardır.

Bankacılık gibi büyük bir pazar ekonomisinin, yüzyıllar içinde hala gedikleri olduğu düşünülürse, sosyal medyanın şuanda çok yeni olması nedeniyle durumu makul görülebilir. Yakın dönemde, A.B.D’den başlayarak daha olgunlaşmış bir sosyal medya pazarına, gelişmiş segmentlere ve daha yüksek oranda gerçek hesaplara ve içeriklere sahip olacağız.

Tabi ki, insan ve iletişimin olduğu her yerde sorunlar yaşanacaktır. Sorunsuz ve kesintisiz iletişim, iletişim kuramlarının argümanları içinde bilimsel olarak mümkün değil. Önemli olan, sorunların yaşandığı bu süreçte, organik ve tekil iletişimin, çevrimiçi ağda sıkılık değerini arttırmaktır.

Ahmet Usta

24 Eylül 2012

Pazarlama Aracı Olarak Sosyal Medya




Sosyal medyanın web 2.0 günleriyle hayatımıza girmesi ve olmazsa olmazlarımızdan biri olması yaklaşık 4-5 seneyi buluyor. Bu süreçte sosyal medya; teknoloji olarak gelişmeye ve yeni segmentler oluşturmaya devam ediyor, etkileşim ağını büyültüyor. Bu noktada biraz kararsız, biraz da değişime direnen insanın aklına şu soru geliyor: “Peki, sosyal medya ne üretiyor?”

Bu soruya karşılık “Fiziksel olarak bir şey üretmiyor ama kendisini endüstri olarak kabul ettirmiş futbolda bir şey üretmiyor ve şirketleşmiş futbol kulüpleri borsada milyon dolarlık işlem görüyor denebilir. Futbolun, kitlelerin yaşamlarında doğrudan üretimi veya katma değeri fazla olamasa da farklı sektörlere direk ya da dolaylı etkisini herkes az çok biliyor. Ayrıca “Hayat, futbola fena halde benzer” bakış açısının ekonomiye etkisi çok çeşitli biçimlerde gerçekleşmeye devam ediyor.
Sosyal medyadaki etkileşimlerinin, pazar ekonomisi göstergelerinde şimdilik kısmi ve dolaylı etkisi bulunuyor, direk etkisi mali olarak henüz şirketleri ve kitleleri tam olarak ikna edebilmiş değil. Online dünyanın, reklâmcılık sektöründe %10 civarı bir paya ulaşması geleceğin pazarlama aktivitelerinin sosyal medyada olacağını gösteriyor. Diğer taraftan sosyal medyanın yaşam alanı bulduğu coğrafyanın; cloud teknolojisinin ayak basılmayan mekân olduğu düşünülürse, şimdilik ölçümlenmesi ve değerlendirilmesi dağınık ve de değişken olabiliyor.

Tüketiciler, müşteri olmak için ürün ve hizmet ile ilgili soruları “Google’layarak öğrenme” refleksini artık edindiler. Müşteri; öğrenme, karşılaştırma ve satın almada faaliyetlerinde interneti kullanarak daha aktif hale geldiği için işletmelerin, sosyal medya üzerinden beklentilere doğru cevaplar vermesi gerekiyor. Sonuç olarak işletmelerin, talep yaratmak ve talebi yönlendirmek için, sosyal medya uygulamalarına daha çok bütçe ayıracakları bir sürece girmiş bulunuyoruz.

Ahmet Usta

19 Eylül 2012

Wikipedia'nın Önemi



Ansiklopedistler, diye tarihe geçen düşünce ve bilim insanları (Diderot, Rousseau, Buffon) aydınlanmanın ve demokrasinin ancak bilginin kamusal olmasına bağlı olduğunu savunup, bilgiyi yaygınlaştırmaya çalıştılar. Tarihte ve güncelde bilgi ve tabi ki deneyim hep belli oranda saklandı ve saptırıldı. Demokrasi sorunu sadece sosyo-ekonomik zeminde değil, ilk önce bilgi düzeyinde yaşandı, yaşanıyor.

Bugün ise Wikipedia, dünya çapında çevrimiçi ansiklopedi olarak aydınlanmanın temel düsturunu amaç edinip, “bilginin herkese ulaşmasını amaçlıyoruz” söylemiyle hareket ediyor.


Wikipedia, her zaman ve her yerden madde ve tartışma yazılabilen, değiştirilebilen mecra olarak büyümeye devam ediyor.  Vikipedist olmak, yani ansiklopedinin içeriğine katkıda bulunmak online dünyadaki herkese açık. Çevrimiçi ansiklopedi  Wikipedia , referans olarak kullanım sayısı azalan Britannica benzeri basılı ansiklopedilerin yayın hayatını bitirmesini hızlandırdı. Dijital ansiklopedi, içindeki bilgi verileriyle günden güne büyüyor. Tabi ki  Wikipedia'nın çok sayıda olumlu ve işlevsel özelliklerinin yanında tartışmalı negatif yönleri de bulunuyor. Dijital ortam, ticari devamlılığını hala bağış alarak sürdürüyor.


Entelektüel, formel, teknik, estetik, pratik, matematiksel ve spekülatif bilgileri alt başlıklar altında toplayan  Wikipedia, çevrimiçi ortamdan başka otorite tanımıyor. Bilginin, insanlık tarihi içinde iktidarların otoritesine zorunlu veya gönüllü bağımlılığı Wikipedia dünyasında yok; en azından Vikipedistler öyle olduğunu iddia ediyor. Çevrimiçi dünyada herkes eşit bilgi ve erişim olanağına sahip olarak, aynı otoriteye aynı oranda sahip olabiliyor. Her yaşta ve statüde insan çevrimiçi iletişimle online ansiklopediye katkıda bulunabiliyor.

Wikipedia, çok sayıda dil desteği seçeneği ile tüm dünyaya seslenmeye çalışıyor ve insanları içerik üretimi için “Cesur Ol”maya çağırıyor. Wikipedia, ilk kuruluş hedefi olan “nesnel bilgi kaynağı olma” kriterini korumaya çalışıyor ve bu konuda topluluk kuralları geliştiriyor. Bu ilke doğrultusunda sözlük benzeri diğer online ortamlardan ayrılarak güvenilirliğini sürdürmeyi amaçlıyor.

Ansiklopedinin amacı şöyle özetlenebilir: “Herkesin katıldığı bilgi paylaşımı ve tartışmanın sonucunda bir gün yanlışlanamaz bilgiye ulaşacağız.”

Ve  Wikipedia, “Bilgi, paylaştıkça çoğalır” temennisini bir gün gerçek kılma iddiasını taşıyor.
Ahmet Usta

13 Eylül 2012

Dijital Göçebeler ve Dijital Yerliler


X ve Y kuşağı


Her kuşağın önceki ve sonrası ile yaşadığı kuşak çatışması, kuşaklara dair isimlendirmelerde de kendini gösteriyor. X kuşağı, diye adlandırılan kuşak 70’li ve 80’li yıllarında doğmuş olanları içine alıyordu.  X kuşağı, soğuk savaşın son dönemleri kabul edilen politik-ekonominin içinde analog iletişim araçlarının sahip olduğu son teknolojilerle büyüdüler. Y kuşağı ise, 90’lı yıllar ve milenyum kuşağı diyebileceğimiz 2000’li yıllarda doğmuş, dijital ve mobil teknolojilerle “çocuk oyuncağı” misali ilişki kurabilmiş bir kuşağı ifade ediyor.

X kuşağına yapılan diğer bir adlandırma dijital göçebeler iken, Y kuşağına ise dijital yerliler deniliyor. İletişim araç ve ortamları geliştikçe kavram kargaşası çeşitlenerek artıyor, günümüz aydın oluyor. Bu bilgi ve deneyim farklılığı daha çok X kuşağı yani dijital göçebeler için hayatı daha da zor ve hızlı kılıyor. Dijital göçebeler analog iletişim olanaklarını özlemle ararken, yeni kuşak değişim ve tekno-gelişmenin hızından rahatsız olmadan etkileşimine devam ediyor.


Bir de,  Baby Boomers diye anılan kuşakların şahı olan “68 kuşağı” ve temsilcileri var. Doğum tarihleri 50’lı ve 60’lı yıllar olan bu kuşaktan dijital dünyaya adapte olup, iş ve özel yaşamında başarıyla kullanan insanlar bulunuyor. 68 kuşağının, dijital dünyaya uyum göstermedeki isteklerini varoluşçu dünya görüşlerinin bitmeyen yaşam enerjisine bağlayabiliriz.

X kuşağı ya da Dijital göçebeler; Aynı semtteki sevgiliye posta yoluyla mektup göndermeyi, ankesörlü telefondan şehirlerarası randevulu aramayı, popüler Amerikan filmlerini izlemek için beklenen sinema önü kuyruklarını, ABD Başkanı Ronald Reagan’nın aynı zamanda eski bir sinema aktörü olduğunu, devlet televizyonu TRT’de Adile Naşit’in sunduğu “Uykudan önce” isimli çocuk programını; biliyor.

Y kuşağı yada Dijital yerliler (dijital doğanlar) ise; daha sevgilisi dahi olmayan karşı cinse günde en az 13 mesaj atmayı, Skype’den görüntülü ucuz ülkelerarası online görüşme yapmayı, Marvel Comics hero filmlerini yurtdışı vizyon tarihiyle aynı anda altyazılı olarak internetten izlemeyi, ABD Başkanı Barack Obama’yı resmi Twitter hesabından takip etmeyi, yerli çocuk çizgi film kahramanımız Pepe’nin şarkılarından oluşan açık hava konserine katılmayı; biliyor.


Sanırım, Z kuşağı, dünya genelinde 2023 yılına kadar oluşmuş olacaktır. Ve bizlerde, Cumhuriyetimizin 100. yılında bu kuşağın temsilcileriyle birlikte beklenen refah devletine siber-uzay mekanında kavuşmuş olacağız! İnşallah…

Teknoloji değişiyor, tarih ilerliyor, biz yaşıyoruz.
Ahmet Usta

8 Eylül 2012

Ekşi Sözlük


Kutsal olmasa da bilgi kaynağı!


Web 1.0 günlerinde kutsal bilgi kaynağı söylemiyle yola çıkan Ekşi sözlük, Türk internet camiasının sosyal fenomeni olarak web 2.0 tabanlı günlerde de etkisini sürdürüyor. Başarısının ardından Uludağ, İTÜ hatta vandalist hareketleriyle ön plana çıkan İnci sözlük gibi rakiplerinin de oluşumuna ön ayak olan sözlük, hala güçlü bir bilgi kaynağı. Ekşi sözlük yazarları içerisinde manipülasyon, kişiselleştirme ve nefret söyleminin günden güne artması, site içerisindeki bilgi ve içeriği zedelese de sözlük; hala kısmi olarak ansiklopedik içeriğini koruyor. 














Sözlük, yıllar içinde kurumsallaşıp, ticari ağını genişleterek portallaştı ve online popülaritesini offline yaşama taşımayı başardı. Ekşi sözlük, Türk internet ağının ilk markalarından biri oldu. Sözlük, uzun bir süre daha değişik konular için sanal ortamda ilk akla gelebilecek formel ve informel bilginin kaynağı olacak.

Fakat bir çıkmaza dikkat etmek gerekiyor. Sözlüğü, online ansiklopedi ile kişisel husumetler arası bir yerde konumlandırmak, kullanıcıları ve takipçileri için önemli bir ön koşul gibi görünüyor. Sonuç olarak Ekşi sözlük, kutsal olamayacak bir bilgi kaynağı olarak uzun süre kullanılabilir görünüyor.
Ahmet Usta 

3 Eylül 2012

Dijital Doğanlar


Dijital doğanlara, çoğunluğunu 90’lı yıllarda doğmuş olanların oluşturduğu kitle diyebiliriz. Cep telefonu öncesi iletişim tekniklerini (mektup, sabit telefon, faks) bir efsane gibi “uzak, çok uzak diyarlardan” hikâyeler biçiminde algılayan bir kuşaktan söz ediyoruz. Dijital doğanlar kuşağının yaşamı, deneyimin öncesinde ve sonrasında gösterim ve performansa dayanıyor.
                               
Sosyal medyanın büyümesi, daha doğrusu tekno-bilişimin kazandığı gelişim hızında, dijital doğanlar kuşağının temel motivasyonu online gösterim yapma arzusu. Gündelik yaşamda kişiliğimizin sunumu demek olan imajlarımız, sosyal medyada da ön plana çıkıyor hatta bütünlüğümüzü yansıtıyor. Yeni kuşak için yaşam, genellikle eylemi yaşamak değil eylemin yaşandığını göstermek oluyor. Tabi ki etkisini ve cazibesini önceki kuşaklar üzerinde de gösteriyor. Dijital dünyadan önce doğanlar da aynı etkileşime girmek istiyor. Böylece D.Ö ve D.S. diyerek iki kuşak birleşmiş bulunuyoruz.
   
Basit bir örnek vermek gerekir ise, tarçınlı bir sütlü tatlının damak tadını tamamlayan hatta belirleyen şey; bir sosyal medya alanında tatlımızın resmini paylaşmak veya tatlının damağımızda bıraktığı tadı 140 karakter ile yazıya dökmek olabiliyor. İyisi ve kötüsü tartışma konusu bu yeni gibi görünen bu durum, temelleri çok zaman öncesinden dayanan “gösteri toplumu” kavramının ete kemiğe bürünmüş hali olarak yaşamımızı sarmalıyor. Artık iş yaşamımızda ve özel hayatımızda gösterimlerimizle var olmak zorundayız. Yaşam, online ve offline imajların içinde değerlendiriliyor. 
Dijital doğanlar kuşağının online yaşamları, doğası gereği “olağan şüpheliler” kuşağını da kitlece büyütüyor. Çok fazla sayıda ve hızla tükenen medyalar ve görsel-işitsel malzemeler, zorunlu olarak gizlilik ve güvenlik isteğini pekiştiriyor. Özel yaşamaların paylaşılması, çatışmaların sosyal medyada çeşitlenmesine neden oluyor.
Bir mekândan check- in yapıp, çektiğimiz resme sepya filtre uygulayıp, tweetlemek veya facelemek artık göreneklerimiz arasına girmiş durumda ve seviyoruz. Gittikçe hızlanan bu iletişim biçimi, bugünümüz için doğru bir sosyal yaşam biçimi oldu. Ama doğrularımızın bile mobilite ve rekabet ortamında sorgulanması, yenilenmesi gerekebiliyor.
Milenyum dünyasının halkları içinde bizler, 1950 yıllarda akademik teori olan “gösteri toplumu”nu iş ve özel yaşam içinde deneyimlemek zorundayız. Gösterme, gösterimin önüne geçmiş bulunuyor.
Şimdiki kuşakların unuttuğu kelimeler (cilve, edep v.s.) ve haller (vuslat, hicran v.s.) Çok uzak olmayan bir gelecekteki kuşakları için hayaller ve özlemler olacak.


Ahmet Usta