22 Nisan 2013

Google Hakkında Bilinmesi Gereken Şeyler




Google: Başarı hikayesi


Google ismi, Googol kelimesinden geliyor. Googol, 10 üzeri yüz rakamını (10100) ifade eden matematiksel bir terimdir.

Google, 1996'da bir araştırma projesi olarak başladı ve Google.com domain adresi, 1997 yılında çevrimiçi faaliyete geçti.

Arama motoru, 1998 yılında Google Inc. ismiyle şirkete dönüştü ve o yıl 40 milyon sayfa dizine eklendi.

2000 yılına gelindiğinde Google’ın indekslediği sayfa sayısı 1 milyarı buldu.

Google 2003 yılında Blog sitesi Blogger'ı satın aldı ve Adsense hizmeti başladı, devamında blogger mesleği ve özgün içerik gelişmeye başladı.

Gmail, 2004 yılında hizmete girdi.

2005 yılında Google Earth servis edildi.

2005 yılında Google'ın Stanley adı verilen sürücüsüz arabası, ABD Savunma Dairesi’nden 2 milyar dolar ödül aldı.

2006 yılında ŞirketYoutube'u 1.65 milyar dolara satın aldı.

2007 yılında Google kendi açık kaynak kodlu mobil platformu Android’i ve web tarayıcısı Chrome'u tanıttı.

Google’ın gayri resmi sloganı ise, "Don't be evil"dır. 

2009 yılında yaklaşık 23 milyar dolar gelir elde eden şirket, bunun 7 milyar dolarının net kar olduğunu açıklamıştı.

2010 yılına gelindiğinde, arama motorunun dizine eklediği sayfa sayısı 1 trilyonu geçti.



2013 yılı itibariyle Google verileri


Google.com, arama motorları sektöründe dünya çapında birinci sırada bulunuyor.  Diğer arama motorlarının yanında uzak ara lider olan Google’un dünya genelinde kullanım oranı %85 civarında.

Google'ın dünya çapında bir milyondan fazla sunucuda çalıştığı ve bir milyardan fazla arama isteğini işlediği tahmin edilmektedir.

Arama motoru olarak, günde 1 milyardan fazla sayfa tarama işlemi gerçekleştiriyor. 

Google üzerinden aylık yaklaşık 90 milyar kullanıcı araması yapılıyor. Arama motoru üzerinden günlük ortalama 7.2 milyar sayfa gösterimi gerçekleşiyor.

Şirket gelirlerinin %95’ni Adwords yani çevrimiçi kurumsal reklam gelirlerinden oluşuyor.

Şirketin Youtube hizmeti, video içerik pazarının %40’na sahip bulunuyor.

Blogger’da dünya genelinde bir dakika içerisinde yaklaşık 250 bin kelime yazılıyor.

Google Analytics dünyanın en iyi 5.000 web sitesinin %60'ı tarafından kullanıyor.

Android tabanlı cihaz kullanan 120 milyon mobil kullanıcı var ve Google Play üzerinde Android için 200 binin civarı uygulama bulunuyor.

Android mobil işletim sistemi, 2011 yılından beri Nokia ve Apple'ın işletim sistemlerini geride bırakarak, %35 Pazar payı ile  liderliği elinde bulunduruyor.

Şiketin son büyük ürünü Google Glass, akıllı telefonla uyumlu dijital gözlük olarak tanıtıldı. Goolge Glass'ın, hem video-fotograf çekebilen hem de akıllı telefon uygulamalarına entegre ürünün olarak 2013 yılı sonuna kadar satışa çıkacağı açıklandı.

2006 yılında “Google” eylem tanımlı kelime olarak Oxford English Dictionary'ye girdi. Sözcüğün anlamı "Google arama motorunu kullanarak İnternet üzerinde bilgi aramak” biçiminde tanımlanmıştır. 

Aynı içerik ve gündelik kullanımı Türkçe’de de “Google’lamak” ve “Google’a sor” kelime ve filimsileri olarak bizlerde kullanmaktayız.

18 Nisan 2013

Google ve GoogleBot


Google


Google, web üzerindeki milyarlarca sayfayı tarayan bilgisayar sisteminin adıdır. Google tarafından yapılan web araması, dijital kütüphaneciliğe benzetilebilir. Google, kullanıcının arama sorgularına uygun olarak dizinindeki web sayfalarını kullanıcıya sunar. Google, web arama ve dizinleme sırasında belli özellikleri gizli tutulan algoritmalar kullanır.

GoogleBot


Google arama motoru sistemi, web üzerindeki site kaynaklarını Googlebot adı verilen arama robotu programı ile inceler. Googlebot arama robotuna, kısaca bot da denilir. Web Crawlers veya Spiders olarakta bilinen diğer önemli arama motorları; Bingbot, AOL, Yahoo! Slurp,  All the web, Lycos, Inktomi ve Teoma'dır.

Googlebot, bir web sitesini 3 aşamada inceler.

1- Tarama
2- Dizine ekleme
3- Sonuçları sunma

Tarama


Google, dizinine ekleyeceği yeni ve güncel sayfaları Googlebot (Web Spiders) programı ile inceler. Googlebot, her gün milyarlarca web sayfasını düzenli olarak taramaktadır.

Googlebot’un tarama işleminde, önce web sayfasının robots.txt dosyası sorgulanır, engel olup olmadığı tanımlanır. Eğer site genel aramaya açık ise bot, site haritasını ve URL listesini tarar. Sonraki aşamada bot, sayfalar içinde ve dışındaki bağlantıları takip eder.

Dizine ekleme


Google arama robotu, tarama yaptığı her sayfayı değerlendirir ama sayfanın dizine alınması (indekslenme) garantisini vermez. Bot, site sayfalarını teknik ve içerik standartları olarak 200 yakın parametre içinde inceler. Metin tabanlı olmayan ve tanım etiketleri (meta tags) sorunlu sayfalar indekslenmeyebilir. Meta tags hakkında bilgiye buradan ulaşabilirsiniz: Meta Tags: Title, Description, Keywords, Content ve SEO

Tabi ki, yazılım yarı-otomatik bir sistemle hareket ettiği için tüm içerik ve yapının tanımlaması ve doğru değerlendirmesi mümkün değildir. 

Sonuçları sunma

İnternet kullanıcısı sorgu yaptığında arama motoru, sorgu ile bot tarafından işlenmiş dizin bilgisi arasında aynılık ve alaka düzeyinde eşleşen sonuçları kullanıcıya sunar.

Sorgu ve dizin sonuçları değerlendirilirken en önemli kriterler, Backlink ve PageRank’dir. Backlink, bir siteden bir başka siteye verilen referans bağlantıdır. Web değeri yüksek bir siteden link bağı almış sitenin, Google gözünde PageRank değeri yüksek olacak ve arama sonucunda öncelik kazanacaktır.

Sitenizin Google’daki dizinini öğrenin!


Sitenizin, Google dizininde ne şekilde yer aldığını görebilmek için, sitenizin tam URL ismi üzerinden basit bir sorgu yapabilirsiniz. Örneğin, http://www.beyazperde.com/ sinema sitesinin Google dizinindeki konumunu görmek için,  site: sonrasında URL yazmanız yeterlidir.

site: http://www.beyazperde.com/

Yukarıdaki sorgu sonrası oluşan sonuçlar, sitenizin Google arama motoru dizinine eklenmiş içeriğinin sonuçlarıdır. Belli bir zaman geçmiş olmasına rağmen hala dizine eklenmeyen içerikleriniz var ise, Google'ı bilgilendirebilirsiniz.

Google Web Yöneticisi Araçları


Bir Gmail hesabı ile ücretsiz web master hizmeti alabileceğiniz Google Web Yöneticisi Araçları, Google dizin işlemleri için en doğru kaynaktır. Dizin konusunda olası teknik hatalarını öğrenmek için Web Yöneticisi Araçları’ndaki “Tarama hataları” sayfasını inceleyip, düzenlemeye gidebilirsiniz.

Web Yöneticisi Araçları sayfasında, dizin hataları ve web yönergelerini incelip ve sayfanızı optimize edebilirsiniz. En temel site optimizasyon yönetimi, Web Yöneticisi Araçları’ndan elle düzenleyeceğiniz “site haritası gönder” “dizin ekle” ve “url engelle” bildirimleridir.

Ahmet Usta

Kaynak:
https://www.google.com/webmasters/tools/
http://www.robotstxt.org
http://www.sitemaps.org/tr/



17 Nisan 2013

Tüm Zamanların En İyi On Filmi - Best of Ten Movies


İngiliz Film Enstitüsü en iyi filmler listesi


He zaman değişen en iyi film listesi açıklamaları içinde en güvenilir kaynak, İngiliz Film Enstitüsü’nün (BFI) geleneksel olarak yaptığı “tüm zamanların en iyi 10 filmi” anketi olmuştur. Ankete yüksek güven duyulmasını nedeni ise çok basittir: katılımcıları sinema eleştirmenleri ve yönetmenlerinden oluşuyor.

Dünya çapında 800’den fazla sinema eleştirmenin ve yönetmenin katılımıyla gerçekleşen bu ankette, 2012 yılında önemli bir değişiklik oldu, tüm zamanların en iyi filmi olarak Alfred Hitchcock’ın “Vertigo” filmi seçildi. 1952 yılından beri her 10 yılda bir yapılan anketlerin sonucunda 60 yıldır en iyi film olarak Orson Welles’in “Yurtaş Kane” filmi seçiliyordu ve sonuçlar tartışılıyordu.


İngiliz Film Enstitüsü'nün yayınlandığı “Tüm Zamanların En Iyi 10 Filmi”


1. “Vertigo” - Alfred Hitchcock (1958)
 2. “Yurttaş Kane” (Citizen Kane) -  Orson Welles (1941)
 3. ‘Tokyo Hikâyesi” (Tokyo Monogatari) - Yasujiro Ozu (1953)
 4. “Oyunun Kuralı” (La Règle du jeu) - Jean Renoir (1939)
 5. “Şafak” (Sunrise) – Friedrich Wilhelm Murnau (1927)
 6. “2001: Uzay Macerası”  (2001: A Space Odyssey) - Stanley Kubrick (1968)
 7. “Çöl Aslanı” (The Searchers) - John Ford (1956)
 8. “Kameralı Adam” (Tchelovek Kinoapparatom) - Dziga Vertov (1939)
 9. “Jeanne d'Arc'ın Tutkusu” (The Passion of Joan of Arc) - Carl Theodor Dreyer (1927)
 10. “8,5” (8 1/2) - Federico Fellini (1963)


En iyi filmleri seçme sorunu


Dünyanın neresinde ve hangi bağlamda açıklanırsa açıklansın, “en iyiler” listeleri her zaman tartışmalıdır. Tercihler ile belirlenen “seçme listeler” tabi ki, hiçbir zaman doğru ve objektif kaynak olamaz. Ayrıca adı geçen listedeki nesneler, sanat eserleri mesela sinema filmleri olduğu zaman değerlendirme kriterleri daha da karmaşıklaşmaktadır. Sanat ürünleri hakkında, evrensel ve geçerli iyi veya kötü yargılarını destekleyecek yanlışlanamaz cevaplar yoktur. Kimi seçici kurul ve kişilerinin sadece maddi çıkar üzerinden hareket ettiği bazı listelerin ise, hiçbir objektif kriter ve değer taşımadığı için ciddiye alınmaması gerekir.

"Vertigo" filmi hakkında


James Stewart ve Kim Novak'ın başrollerinde yer aldığı, Alfred Hitchcock’un yönettiği 1958 yapımı "Vertigo" filmi,  bir özel dedektifin bir kadını takip etmesi sonrasında karmaşıklaşan insan davranışlarını anlatır. Bu takip zamanla kişisel bir serüvene dönüşecek ve kahramanlar yapıbozuma uğrayacaktır. Hitchcock’un, Freudyen anlamlandırmayı ustalıkla kullandığı film, insanların iç dünyalarının aslında hiç de göründükleri gibi olmadıklarını etkileyici bir biçimde anlatmaktadır.
“Vertigo" - Alfred Hitchcock (1958)

Kişisel olarak listeye itirazım!


Listeye kişisel itirazım, dört büyük sinema mizansen ustası: Tarkovsky, Bunuel, Pasolini, Bergman filmlerinden bir tanesinin dahi ilk 10 film arasında olmamasıdır. Bir başka örnek ise, F. Capolla’nın “Baba” filmi olabilir. “Baba” filmi, gerek popüler, gerek ise akademik-estetik derinliği bakımından bu listede olması gereken filmlerden biridir. “Baba” filmi (1 ve 2 ) bir yandan insanın trajik unsularını etkileyici bir senaryo ile işlemiş, diğer yandan da mizansen-kurgu-oyuncu personası olarak derinlikli bir anlatım göstermiştir. Ayrıca Türk sinemasından Metin Erksan’ın “Sevmek Zamanı” filmi de evrensel konusu ve anlatımı ile pekâlâ listeye girebilir.

İtiraz örneklerini çoğalmak mümkün. Modern dünyadaki insanın “yaşam içindeki gündelik bölünmesini” evrensel-popüler ve etkileyici biçimde neredeyse kusursuzca anlatan Martin Scorsese ve Robert De Niro ortak çalışması olan “Taksi Şoförü” filminin listede olmaması, en nihayetinde bu listenin benim için anlamını yitirmesine neden oluyor. Hatta bir adım ileri gidip Tarkovsky’nin “Ayna” adlı filminin olmadığı bir listenin en nihayetinde ticari olduğunu, sinematografi ve estetik birikimin asli sonucu olmadığına dair güçlü argümanlar geliştirebilirim.

"Ayna" (Zerkalo) - Andrei Tarkovsky (1975)

“Yurttaş Kane” gibi “Vertigo” filmide, bazı sinema meraklıları ve uzmanları için en iyi film olarak tartışılabilir olsa da, listenin genel değerlendirmesi içinde gerek senaryo derinliği, gerek ise anlatım biçimi ve mizansen kurulumundaki muhteşemliği ile birçok kişinin hem fikir olduğu "en iyi film" seçimidir.

Tabi ki tüm en iyi film listeleri, benim yukarıda yaptığım biçimde sübjektif bakış açıları ile oluşturulduğundan, herkes için geçerli olabilecek en iyi film listesi oluşturulamıyor. Bu objektiflik anlamında bir eksiklik olduğu gibi aynı zamanda listelerin devamlı değişimi içinde verimli bir etken oluyor.

Ahmet Usta

4 Nisan 2013

Blog Yazarlığı (Blogger) Hakkında Röportaj


Önsöz: http://bloglistesi.com/ isimli Türk blog (blogger) yazarlarından oluşan portalın nacizane şahsım ile yaptığı röportajdan alıntıdır.



Blog dünyasına nasıl girdin?

Aslında medya ve görsel sanatlar alanında isteğim istihdam ve yaşam standardını oluşturamamak beni başka alanlarda yöneltti. Blog yazarlığı da, bu sektör ve kulvar arayışının sonucunda gerçekleşti.

Blogunu hobi olarak mı görüyorsun yoksa iş mi?

Blog yazarlığı, hem hobi hem de iş olabilir; zaten bende az çok böyle bir kişilik yapısındayım. İki tane Google Blogger hesabım var. Biri kişisel-deneysel-entelektüel notlarımdan oluşan hobi alanım, diğeri ise sizlerle paylaştığım: Sosyal Medya Macerası isimli sektörel blogum. Blog mecrası, amaca göre kişi ve kurumlarca farklı değerlendirilebilir.

Blog tutarken bir rutinin var mı?

Tabi ki, bir blog tutma rutinim var. Kişisel bloğum için üzerimde zamanlama baskısı yok, 2 ay sonra bir şiir yazabilirim ya da bir seminer notunu 2 gün ara ile yayınlayabilirim, hatta siyasi bir probleme karşı öfkeli bir serzeniş yazısı yayınlayabilirim.

Fakat sosyal medya, sinema yazıları, seo ve dijital yaşam v.s. başlıkları içinde geliştirdiğim bloğum için sektörel araştırmalar ve okumalar yapıyorum. Haftada en az bir özgün içerik yayınlıyorum. Bu arada eksi yazılarımı gözden geçiriyor, yeni bilgiler ile revize ediyorum. Yeniden düzenleme ve güncelleme olmaz ise, blog mecra olarak önemini yitirir bence. Birde web tekniği olarak optimizasyon ve seo öğrenmek gerekiyor.
Yazarken ilhamının çoğunu nereden alıyorsun?

Sosyal medya, sinema, seo ve dijital yaşam üzerine yazarken; sosyal medya ağlarındaki gelişmeleri, yeni uygulamaları, sinema gösterimlerini, imdb’yi, blogları, forumları, Wikipedia’yayı, sözlükleri (özellikle Ekşi sözlük) ve Google web uygulamalarını  genel ve özel bilgi kaynakları olarak kullanıyorum.

Kişisel bloğum için ise, bazı değer verdiğim aydın yazarların görüşlerinden etkileniyorum ama daha çok kendi hal ve gidişatımdan ilham alıyorum, diyebilirim.

Sence bir blog yazısı yazarken hatırlanması gereken en önemli şey nedir?

Hatırlanması gereken en önemli şey, tabi ki “özgün içerik” ama özgün içerik konseptin özelliğine göre değişir. Teknoloji ürünleri veya yazılım-güvenlik üzerine yazan bir arkadaşın içeriğindeki teknik bilgiler hata taşımamalı, somut olmalı ve okuyucuyu pratik fayda sağlamalıdır.

Benim gibi kişisel blog tutanlar, mesela deneme veya şiir yazıyor ise, bunun pratik değil düşünsel bir faydası olacağına göre takipçiyle samimi bir dil kurması, kendini ifade etmesi yeterlidir.

Bana uzak ama moda alanında çok popüler ve kolaymış gibi görünen moda-trend içeriklerinin de belli bir özgünlük taşıması gerekiyor, mağaza yada kişi kostümlerinin fotoğraflarını paylaşmak, bence blog içeriği değil, tanıtım yazısıdır.

Zaten spam ve kopyala-yapıştır içerik paylaşımı, blog dünyasında olamaz; olmamalıdır.


En çok kullandığın sosyal ağ hangisi? İnsanlar seni sosyal ağ bağımlısı olarak görüyor mu?

En çok kullandığım sosyal ağ Facebook ve Blogger. Facebook hem eğlence, hem de kendimi ifade etme aracım. Twitter’i ise, Türkiye’deki kullanımının dışında daha ciddi bir mecra olarak kullanıyorum. Twitter doğası gereği sınırlı kelime olanağı verdiği için, bu ağda sosyal medya-sinema ile ilgili bilgi ve haber paylaşımları yapıyorum. Twitter’in başarılı olması bence, ciddi kullanılmasına bağlı ama Türkiye’deki Trend Topic’lere bakınca henüz önemi anlaşılamadı, sanırım.

Tabi ki Google Plus, yakın dönemde daha da önem kazanacak ve sosyal ağ oluşturmak için Google-Gmail altyapısına sahip olduğu için çok daha verimli olacak. LinkedIn ise, spam ve ucuz içerik ile ciddi mücadele eden kariyer ve network anlamında çok önemli bir mecra.

Henüz aktif kullanıma geçmedim ama Pinterest de önemli mecra, blogger arkadaşlarıma kullanmalarını öneririm, önemi her geçen gün artacak. Video içerik için ise, herkesin bildiği gibi YouTube, Vimeo ve DailyMotion artık majör medyalar oldu. StumbleUpon ve Digg özellikle İngilizce içerik geliştiren arkadaşların kullanması gereken önemli sosyal imleme kaynakları. Bunun yanında RSS kaynaklarına üye olmak ve içeriklerini-makalelerini yayınlayabilecekleri portal, forum, grup ve oluşumlara katılmakta çok önemli bence. Bu kaynaklarda içerik ve paylaşımlarınızın alacağı değer hem bloğunuzu tanıtacak, hem de referans link alarak bloğunuzun doğal seo ve pagerank değerini optimize edecektir.

Okuyucularımıza blog yazarlığı ile ilgili ipuçları vermek ister misin?

İnsanlara blog yazarlığı konusunda ipucu verecek kadar kendimi vakıf görmesem dahi belli bir uzmanlığa eriştim. İlk başta, kendilerine en yakın olduğu alanı belirlesinler. Blog yazarlığında temel sorunun geçen zaman içinde “içerik üretme güçlüğü” olduğunu düşünüp, “sürdürülebilir” alanlara ve kendi becerilerine yönelsinler. Tabi ki, iyi içerik ve sürdürülebilirlik için devamlı bir öğrenme ve gelişim arzusu ve de zorluluğunu akılda tutmak gerekiyor. Zamanlama olarak ilk başlarda haftada 2-3, ilerleyen dönemlerde ise haftada en az 1 içerik üretmeye çalışsınlar.

Maddi beklenti ile hareket etmek, ilk etapta blog yazarının motivasyonunu düşürüyor. Bu sebeple maddi beklentilerle değil, “kendini ifade etme isteği” ve öğrenme arzusu ile hareket ederler ise, gerekli standartı bence yakalayacaklardır. En azından, ben şimdilik öyle yapıyorum. Yukarıda adını saydığım sosyal medya ağlarını etkin şekilde kullansınlar, çekinmeden içeriklerini paylaşsınlar.

Bu arada tabi ki olmazsa olmaz, özgün içerik. En az 200 kelime civarında, okuma-öğrenme sonucunda oluşturulan içerikler, fotoğraf-video veya infografikler ile desteklenmeli. Anahtar kelime ve arama trendleri, içerik ile uygun URL isimleri, imla kuralları ve alt başlıklar gibi teknik detayları önemsemek gerekiyor. Ayrıca belli düzeyde seo teknik bilgisi ve Google Web Master Tools ve Adwords kelime tahmincisini kullanmak bloglarını yeterli düzeyde optimize edecektir.
İdeal okuyucudan beklentileriniz neler?

İdeal okuyucudan beklediğim, içeriklerimin belli bir emek ve araştırma sonucunda ortaya çıktığını bilmesidir. Okuyucu başlığı merak edip, sayfama gelmiş ise, ilgili yazıyı sonuna kadar okumasını bekliyorum. Tabi, yazıda eksik bilgi ve hata var ise, beni uyarmasını, yorum yazmasını da isterim. Bence etkileşim, blog yazarlığı için maddi ve manevi anlamda temel dinamiktir.

Mart 2013
Ahmet Usta



1 Nisan 2013

Google SandBox etkisi


Sandbox Google’ın kullandığını bir algoritma olduğu düşünülmektedir ama şirket tarafından resmi olarak açıklanmamıştır. SandBox, yeni sitelere uygulanan bir filtreleme sistemidir. İnternet dünyası, Google’ın daha iyi arama sonuçlarına ulaşmak için kullandığı illegalite ile mücadele yöntemlerine sandbox ya da “sandbox etkisi” adını vermiştir. Sandbox filtresi yeni kurulan sitelerin, “spam site” olup olmadığını anlamak için kullanılan “deneme süreci filtresi”dir.
Google, web sitelerini belli bir gizlilik taşıyan algoritma sonuçlarıyla değerlendirmektedir. PageRank yani sayfa değeri, web sitenizin aldığı backlink (referans linkler) ve içeriklerinize göre belirlenen bir değerlendirme puandır. PageRank değeriniz büyük oranda backlink birikiminiz sonucunda oluşan TrustRank (güven değeri)  gibi bir dizi ölçümlemenin sonucunda oluşur.


Sandbox Etkisi 

Söylenen oldur ki, Google algoritması, yeni ve güven vermeyen web sitelerini belli bir süre (1ile 6 ay arası) spam site tanımı ile gözetimde tutup sandbox listesine almaktadır. Bu deneme süresi içerisinde, site-blog üzerinden yayınlanan içerikler, uygun anahtar kelimeleri ve bilgileri içerse dahi bazen arama sonuçlarında gösterilmemektedir. Bu izleme sürecinde kaliteli içerik ve legal backlink kaynakları kazanan site, arama motorunun güvenin kazanıp sandbox ve spam filtresinden çıkmaktadır. 


PageRank, Sanbox için referans değildir

PageRank, domain yaşı ve hit sayısı yüksek sitelerde sandbox’a düşmektedir. Birçok site, iyi sayfa değeri ve referans bağlantıya sahip olsa dahi, sandbox’a düşebilir. Sandbox uygulamasında pagerank değeri önemli değildir, bu ilişkisizlik illegal seo çalışmalarına karşı sandbox’ın karmaşık yapısını göstermektedir.

Google SandBox Effect
Diğer taraftan, genel kanının aksine Sandbox uygulamasının gerçek olmadığını söyleyen web uzmanları bulunmaktadır. Bu uzmanların kanıtı ise, Black Hat Seo, link ticareti ve paravan site uygulamaları ile bazı sitelerin, hala arama sonuçlarının üst sıralarında görüntülenmesidir.

Filitre ve Sandbox  

Google yeni siteleri ya da illegal oluşumları önce filtre ile takibe alır. Filtre takip sürecinde, devam eden spam ve hack link oluşumları sitenizi sandbox’a düşürebilir. Doğal olmayan yollarla yapılan SEO (Black Hat) ile kısa zamanda çok sayıda backlink almanız, sitenizi karantinaya almak için yeterli sebeptir. Sandbox karantinasına alınan site, arama sonuçlarında reel yerini ve değerini kaybeder,  arka sıralarda gösterilir. Böylece Google, doğal içerik geliştirmen siteyi, organik arama sonuçları ve hit sayısı üzerinden cezalandırır.  

Bu duruma düşen site, doğal seo ve özgün içerik paylaşımlarla güven tazeleyip sandbox’dan çıkabilir. Sandox kötü amaçlı web sitesi çalışmalarını önüne geçmek için geliştirilmiş önlem, uyarı ve düzenleme sistemidir. Sanbox’a girmesi kolay ama çıkması zordur, uzun süre legal çalışmalar yapılsa dahi web sitesi sandbox’tan çıkamayabilir.

Sandbox’un temel hedefi, yeni ve hızlı gelişim gösteren sitelerin legal yada illegal olup olmadığını kontrol etmektir. Google güvenilir domain ve web sayfalarını dahi, doğal seo ve içerik konusunda uyarmak ve optimize etmek için filtre ve sandbox kullanmaktadır. Sandbox’dan çıkmanın tek legal yolu, özgün içerik ve doğru seo çalışması yapmaktır.

Ahmet Usta

25 Mart 2013

Meta Tags: Title, Description, Keywords, Content ve SEO


SEO uyumu

Web sitesinin alan adı (domain) ve sayfa URL’leri, içerik başlıkları ve içeriği, Meta Tag’ları (bilgi etiketleri) ve anahtar kelimeleri; arasında yüksek oranda benzerlik olmasına Seo uyumu diyebiliriz. Arama sonuçları için içerik ile meta tag arasında alaka düzeyi ve doğruluk, temel düzeyde SEO ve arama sonuçlarında görünürlük için temel kaynaktır.

MetaTag


Html, İnternet üzerinde veri alışverişi için kullanılan en yaygın metin tabanlı işaretleme dilidir.  Html, "tag" ismi verilen çeşitli tanımlama başlıklarından oluşur. Meta tag’lar, sitenizin html sayfaları içerisindeki Head bölümüne konulan bilgi etiketleridir. Arama robotları sitenizi taramaya geldiğinde, tanımlamak için ilk önce bu etiketleri inceler. Son algoritma değişiklikleri ile meta tag’ların eskisi kadar önemi kalmamak birlikte, bulundurulması zorunludur.


MetaTags: Title, Description, Keywords


Title


Title etiketi içine yazılan bilgi, arama sonuçları sayfasında mavi renk ile gösterilen bölümdür. Başlık diyebileceğimiz bu etkilet, arama sonuçlarında kullanıcının ilk gördüğü bilgidir ve bu anlamda en önemli bilgi etiketidir. Title ifadenizin kısa, etkili ve bilgi veren bir cümle olması gerekir.

Örnek anahtar kelimemiz "Sinema", örnek sitemizde www.beyazperde.com/ olsun.

 <title>............................................................................</title>

<title>Beyazperde: Film haberleri, eleştirileri, sinema seansları, fragmanlar, videolar, TV dizileri!</title>


Description


Sitenin içeriğini açıklama  yazısı etiketidir. Arama sorgu panelinde mavi yazı ile beliren title metnin altında, gösterilen bölümdür. Açıklama etiketi, site indekslenmesi için en temel kriterlerin yer aldığı alandır ama içerik ile uyumlu bir tanımlama yapılmaz ise verimsiz kalacaktır. İlgi çekmiş bir title (başlık) metninin altında, title ile uyumlu bir description (tanımlama) sunmak sitenize ilgi ve tıkma getirecektir. Tanıtma etiketinde, sitenizin içeriği ile uyumlu olarak çok uzun olmayan, title anahtar kelimelerini içeren  kısa bir metin sunmanız gerekir.

<meta name="description" content="....................................." />

<meta name="description" content="Beyazperde.com - En güncel sinema ve TV haberleri, fragmanlar ve röportajlar, sinema seansları ve TV yayın saatleri, üstelik en kapsamlı sinema ve televizyon veritabanı" />

Arama sonucunda title ve description etiketinin  görünümü

Keywords


Web sitelerinin başlık ve tanıtım bilgileri sonucunda arama botları tarafından indekslenmesini kolaylaştırmak için anahtar kelimeler tag’ı kullanılır. Spam içerik (Black Hat Seo) için en çok kullanılan tag olduğundan arama robotları için eski önemi kalmamıştır ama kullanılması önerilir. Bazı web siteleri, keywords tag’ını kullanmamaktadır. Özgün ve çok sayıda içerik giren, indekslenme sayısı yüksek, Pagerank değeri almış sitelerin keywords etiketini kullanması Seo çalışması için önemlidir.

<meta name="keywords" content=".........,...........,............,.............,............,............,...........,........" />

<meta name="keywords" content=" sinema filmleri, sinema seansları, filmler, film haberleri, film eleştirileri, fragmanlar, film ve seans bilgileri, videolar, TV dizileri" />


Web sitesi, W3C standartı ile başlamalıdır!


<!DOCTYPE html PUBLIC "-//W3C//DTD XHTML 1.0 Transitional//EN" "http://www.w3.org/TR/xhtml1/DTD/xhtml1-transitional.dtd"> <meta charset='UTF-8'> </meta>

<head>


<title>…………….......</title>
<meta http-equiv="content-language" content='tr' />
<meta name="description" content="………………….......…….">
<meta name="keywords" content=".........,...........,..........,.............,............,..........,……,........">
<meta name="author" content="………">
<meta http-equiv="Content-Type" content="text/html; charset=utf-8" /> 

</head>

Otomatik etiket oluşturma yazılımı (mega tag generator)


http://www.pagerank.net/meta-tag-generator/


Meta tags kriterleri


Title (tanıtıcı başlık) etiketiniz 70 karakteri geçmemelidir. Çok uzun başlık etiketi arama botu filtresine takılabilir, site spam olarak kabul edile bilinir.

Description (tanıtma metni) 150 karakteri geçmemelidir. Description etiketi, siteyi arama motorlarına tanıtır. Etiket, açıklayıcı ve özgün bir veya iki cümle olmalıdır. Aksi halde site spam olarak kabul edile bilinir. Sitenin her sayfası için ayrı açıklama etiketi konulmalıdır. Her sayfanın açıklaması, sayfanın içeriği ile doğru orantılı ve özet olmalıdır.

Keywords etiketi (anahtar kelimeler) 250 karakteri geçmemelidir. Benzer kelime tekrarı çok yapılmamalıdır. Aksi halde SEO açısından fayda değil, zarar gösterebilir.

Uyarı: Serbest domain değil, subdomain hizmeti olarak yayın yapan blog tabanlı weblog sitelerinde (Blogger, Wordpress) meta tag yapıları değişme göstermektedir, karmaşık yapısından dolayı ekstra  düzenleme gerekmektedir.

Sonuç


Meta etiketleri (tag) web programlarına bilgi vermek için sayfalara eklenir. Meta tag’lar, http protokolü ile bildirilmiş, W3C konsorsiyumunun ve arama motorlarının önerileri ile geliştirilmiştir.

“türkü bar, türkübar, türkübarı, türkübarlar, türkübarları” gibi başlık yada tanıtım metinleri hem kullanıcıya bilgi vermez hem de arama robotlarında yoğun tekrardan dolayı spam etkisi yaratır. Bilgi etiketlerinin yanlış kullanımı ve suiistimal edilmesi (Black Hat Seo) sonucu arama robotları, örneğin Google Panda algoritması, Description ve keywords meta tag’ını site indekslenmesinde kesin değer olarak dikkate almamaktadır. Etiketlerin kötüye kullanımı sitenizi spam listesine sokabilir ve Sandbox'a düşürebilir. 

Ahmet Usta

Kaynak:
http://support.google.com/blogger/
http://www.bilisimterimleri.com
http://www.muhammedmastar.com/html-dersleri
http://www.seohocasi.com/

18 Mart 2013

Backlink Nedir?


Backlink’in Türkçe karşılığı, bir web sitesinin başka bir web sitesine link vererek referans almasıdır. Arama motorları sorgusunda ilk sıralarda yer almanın temeli; iyi backlink’lere sahib bir web sitesi/blogu olmaktır. Web sitenizin, arama botları indekslemesinde öncelik kazanmasının legal ve doğru yöntemi backlink’tir. 
Backlink ile pagerank (sayfa değeri) yüksek siteler, sizin sitenizi link olarak veriyor ve size referans oluyor ise, arama botları sizi güvenilir ve zengin içerik sahibi web domain olarak kabul edip, indeksleyecek ve siteniz arama sorgularında üst sıralarda gösterilecektir. Backlink alan site, aldığı referanslar ve spam olmayan içerikleri sayesinde doğal yollardan pagerank (sayfa değeri) olarak 1 ile 10 arasında bir değer kazanacaktır. Hangi sitelerden backlink alınmadlır:
1. Pagerank değeri yüksek ve sizin sitenizle ortak içeriğe sahip siteler
2. Trustrank değeri yüksek ve sizin sitenizle ortak içeriğe sahip siteler

Black Hat Seo Nedir?

Tabi ki, backlink alışverişini arama robotlarını manipüle etmek üzerine yapan black hat seo çalışmalarına karşı arama motorları da bir dizi önlem almıştır. Çok sayıda link vermek ya da almak veya aynı network sistemleri içinde “link çemberi kurmak” belli bir noktadan sonra sitenizin spam kabul edilmesine neden olabilir. Paravan site ve ağlar içerisinde link transferlerine karşı Google özellikle Panda algoritmasıyla suiistimallere karşı daha yeni çözümler üretmiştir. Black hat seo hareketleri, ters seo denilen negatif sonuçlara neden olabilir ve siteniz Goolge gözünde Sandbox’a düşebilir. (arama sonuçlarından çıkarılmak)

Web Sitenizin Arama Motorlarında Hızlı İndekslenmesi İçin Bazı Temel Bilgiler

  1. Site ve içeriklerinizin URL adreslerini arama motorlarına tanıtın. (Google Webmaster Tools, Yandex Webmaster, Bing Webmaster ) 
  2. Site haritası ve içeriklerinizin URL listesini, başta Google Webmaster Tools olmak üzere arama motorlarına bildirin. Site haritanızı (sitemap), sitemap.xml ve feed yani RSS içeriklerini taşıyacak şekilde oluşturun. 
  3. Sitenizin ana sayfa html dosyasında, sitenizin içeriği ile uyumlu tanım etiketleri (meta tag) yani title, description, content tanımlarını ekleyin. 
  4. Site ve içeriklerinizin URL adreslerini Google Plus, Facebook, Twitter, LinkedIn, Digg v.b. sosyal medya ağlarında paylaşın. 
  5. Site ve içeriklerinizin URL adreslerini ping’leme alanlarına gönderin. (örneğin: http://www.pingtool.info/ )
NotDünya genelinde artan site-blog sayısı nedeniyle meta tag’ler eskisi kadar SEO anlamında önem taşımıyor! 

arama motorları ve dizinler


Backlink öğrenme 

Web sitenize, hangi sitelerin backlink verdiğini öğrenmek için kullandığınız arama moturunun sorgu paneline "link:www.sitenizinadi.com"yazın. Sorgulama sonrasında ortaya çıkan sitelerin link listesi, web sitenize doğal yollardan backlink vermiş siteleri gösterecektir.

Arama Motoru Gözüyle SEO Çalışması

Arama motoru sonuçlarının matematiksel yapısının, insan-toplum yapısına benzer olduğu unutulmamalıdır. Backlink sistemi bu anlamda, “güvenilir sitenin referans olduğu site güvenilirdir” mantığı ile çalışmaktadır. Backlinkler, sitenizin pagerank (sayfa değeri) ve dolayısıyla trustrank (güven değeri) değerini belirleyen en büyük etkendir. Hatta yüzde olarak pagerank değerinin %80’ni backlink sayısı-kalitesi ve içeriğinize göre belirlenir. SEO alanında ücretli hizmet veren kişi ve kurumlar, arama sonuçları hakkında size hiçbir zaman kesin garanti veremez.

Özgün İçerik

En nihayetinde arama motorları başta Google olmak üzere, özgün ve teknik bilgi veren içeriğe değer vermektedir. Özgün içerik hazırladıktan sonra, SEO alanında özel çalışma yapmanıza gerek kalmayabilir.
Ahmet Usta

10 Mart 2013

Konuşmayı Tanıma ve Yazıya Çevirme Teknolojisi - 3



Konuşma Tanıma Nedir? - What is Speech Recognition?


Konuşma Tanıma, masaüstü veya mobil bilgisayarda mikrofon ile gelen insan sesini tanımlamak ve anlamı komutlara çevirmek için kullanılan teknolojidir. Uzun yıllardır ticari kuruluşların ve üniversitelerin çalışma yaptığı bu alanda, nihai hedef olan %100 doğruluk aşamasına henüz ulaşılamamıştır.

Konuşmayı tanıma yazılımları, sizin bilgisayarınız ile konuşarak iletişim kurmanızı amaçlar. Ses kayıt ortamı ve kullanıcının yazılımı kişiselleştirip yönlendirmesiyle teknoloji, şuanda anadili olan İngilizce’de %90 civarında başarı göstermektedir.


Konuşmayı Tanıma Teknolojisi - Genel Tanımlar


Bu teknoloji, birbiri içine girmiş hizmetler olarak sunulmaktadır; Kısaca, alt segmentleri şunlardır:

(SP - speech recognition): ses ile işletim sistemini komuta etme ve ses ile metin yazma
(STT - speech to text/ TTS- text to speech): Konuşma sesini metine çevirme ya da metini ses dosyasına dönüştürme
(VC - voice dictation): Ses komutu ile mobil-akıllı telefonlarda arama yapma ve mesaj gönderme
(VS - voice search): Ses komutu ile arama motoru kullanma ve e-posta gönderme
(STTT – speech to text and translate): farklı dillerdeki konuşma sesini metine çevirme ya da metini ses dosyasına çevirme

Konuşmayı tanıma  teknolojisi nedir? ve Google Voice Search - iOS Siri karşılaştırmaları hakkındaki diğer yazımı bu linkten okuyabilirsiniz. Konuşmayı tanıma teknolojisi 1. yazı


Windows Speech Recognition  - Tanıtım videosu

http://www.microsoft.com/enable/demos/windowsvista/speechdemo.aspx



Konuşmayı Tanıma Teknolojisinin Genel Kullanım Alanları


Masaüstü: Ses komutları ile işletim sitemini yönetme, konuşarak klavyesiz metin yazma, ses komutları ile web browser komuta etme,  konuşma ses dosyasını metine dönüştürme, ses ve metin dosyaları arasında farklı dillerde çeviri yapma.

Mobil: Sesli arama, sesli mesajlaşma, mobil ortamlarda ses ile çeviri hizmeti alma, ses ile harita (map) uygulamaları kullanma

Medya ve müşteri hizmetleri: Röportaj, basın toplantısı ve lansman gibi açıklamaların yazıya dönüştürmesi veya faklı dillere çevrilmesi; call center hizmeti alma, call center destek sistemleri sunma, ses verisi ile müşteri tanımlama, sesli soru-cevap formları ve çözümler sunma, CRM hizmetleri

Hukuk ve sağlık sektörü: Tutanak, ilam benzeri hukuki kayıtları sesli okumalar ile dokümante etme, sağlık teşhislerinin ve raporlarının sesli kayıt ile dokümana dönüştürülmesi.

Askeri ve gizli servisler: askeri ve kamusal güvenlik adına ulusal ve uluslararası ses tanıma ve konuşma dinlemeleri yapma, anahtar kelime ve kimlikler üzerinde raporlama ve veritabanı oluşturma.

Bu teknolojinin  getirdiği yenilikler ve ücretsiz yazılım kaynakları hakkında bir başka yazımı bu linkten okuyabilirisiniz. Konuşmayı tanıma teknolojisi 2.yazı


En Popüler Lisanslı Ürünler


Microsoft Windows Speech Recognition: Windows işletim sistemini sesle komuta etme (speech recognition) yazılımıdır ve 6 dil şeçeneği bulunmaktadir, İngilizce’de oldukça başarılıdır.
http://www.microsoft.com/enable/products/windowsvista/speech.aspx

Dragon Naturally Speaking Pro: "Nuance Communications" firmasına ait,  konuşmayı yazıya çevirme (turn talk ınto text) teknolojisi yazılımıdır. En popüler lisanslı üründür, Pc ve Mac versiyonları bulunmaktadır, İngilizce ana dil olmak üzere 6 dil seçeneği vardır.
http://www.nuance.com/dragon/index.htm

E-Speaking: Microsoft .Net altyapısını kullanan başarılı bir ses ile PC yönetme yazılımıdır.
http://www.e-speaking.com/

Talking Deskop: Popüler ve lisanslı ürün olarak yüksek başarı gösteren sesli yönetim yazılımıdır.(Abasoft license)
http://www.talkingdesktop.com/index.htm

SpeechMagic: Dünya medikal sektöründe yıllardır yoğun olarak kullanılan bir yazılımdır.
http://www.myspeech.com/index.asp?id=506

konuşmayı tanımlama algoritmasının temel grafik düzeni



Konuşmayı Tanıma Teknolojisinin İşlevselliği


Konuşmayı tanıma teknolojisi, birçok bilim disiplinin ortaklaşa çalışmasının ürünüdür. Bu bağlamda, yapay zekâ (artificial ıntelligence), makine öğrenmesi (machine learning), matematik, kavrama (cognition) ve dil bilimi (linguistics) gibi farklı disiplinlerin iç içe geçmesi ile oluşan bir bilim alanıdır. Bu teknolojinin bilimsel olarak  ilerlemesinin yanında, elektroniğin ve donanımın (mikrofon, ses kartı, işlemci hızı) son yıllardaki  kazandığı büyük gelişme işlevselliğini arttırmıştır. Diğer yandan yerel dil ve ses özelliklerini biriktiren ve internet veri ağını kullanan Dağınık Konuşma Tanıma (DKT) ile başarı oranı her geçen gün optimize edilmektedir.

Konuşmayı tanıma teknolojisi, fiziksel temas kullanmadan doğal iletişim aracımız dil ile makine-insan arası iletişimi amaçlayan çok önemli bir teknolojidir. (speech recognition – speech to text – voice dictation) Yazılım ve uygulamaların bir kısmı yukarıdaki tüm özellikleri desteklerken, bir kısmı ise tek uygulama (sesli arama) özelliği gösterebilmektedir. Teknoloji-bilişim ile insanın gündelik pratiği arasındaki son engelin kalkması demek olan bu teknoloji, aynı zamanda insan sesinin tanımlanmasındaki fizik-elektronik handikaplar nedeniyle en zor işlevsel teknoloji sahalarından biridir. 

1950 yıllardan beri, savaş sonrası fütüristik beklentiler ile üzerine çalışılan insan sesini tanıma ve dönüştürme faaliyetleri, uzun yıllar içinde büyük gelişim ve işlevsellik kazanmasına rağmen ana diller (İngilizce, Almanca, Fransızca) dışında, karmaşık yapısından dolayı kitlesel kullanım alanı tam olarak bulamamaktadır. 

Türkçe bağlamında konuşmayı tanıma teknolojisi, maalesef henüz kullanılır seviyeye ulaşamamıştır.

Ahmet Usta

Kaynakça:

Ses Kontrollü Web Tarayıcı - Hüseyin Çakır, Bekir Okutan – Bilişim Teknolojileri Dergisi Ocak 2011
http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_speech_recognition_software#External_links
http://voice-recognition-software-review.toptenreviews.com/voice-recognition-software-dictation-test.html
http://www.google.com/intl/tr/insidesearch/features/voicesearch/index-chrome.html


5 Mart 2013

Sosyal Medya, Facebook Ve Varoluş Pratikleri


Facebook 

İnsanlar, Facebook’ta emek harcadılar. Facebook timeline üzerinde insanların hikayeleri akıyor.

Facebook'ta güzel günlerimizi paylaştık: Yurt içi ve dışı tatiller, okul anıları, doğum günleri, partiler, evlilikler tarçınlı kekler, şanslı kedi resimleri vs. Aynı dönmelerde kimsenin bilmediği maddi zorluklarımız, hastalıklar ve acılarımızda oldu, belki de ölümler ama çok az insan acılarını ve kayıplarını online dünyada paylaştı!

Hep güzel resimler, videolar ve “anlamlı sözler” ile dolu ileti paylaşımlarımız oldu ve olacak. Zaman zaman hamaset koyan yazılar ve resimler ama olsun, bizler Facebook'da çok emek verdik.

“Söz uçar, yazı kalır”dan, "offline yaşam toprak olur, online yaşam baki kalır” idrakine geçiyoruz veya çoktan geçtik.


Görünmek istediğimiz


Çoğumuz Facebook ağına, yüzlerimizi yükledik. Birçoğumuz, “görünmek istediği” yüzünü; bir kısmımız inadına “gerçek yüzünü” bu sosyal medya ağında paylaştı. Belli bir kesim ise, online yaşam ve Face’se hiç yüz vermedi. Başka birileri ise, yüzlerini gizledi ama "kaçamak işler" için face-i diyarı kullandı. Sonuçta internet kullanan hiç kimse, Facebook mecrasını görmezden gelemedi…

"Onaylanmak"


Facebook ya da genel olarak dijital dünya bize, haset ve şükranlarımızı kimseye zarar vermeden yaşama olanağını verdi. Ve biz her kim olursak olalım, çoğunlukla  “sadece onaylanmak”  isteriz. Ve Facebook, Hepimizin hikâyesini onaylıyor.

Ve biz gideceğiz, siber dünyada izlerimiz kalacak, sanırım…